Ona inanmak için onun iyi dayanakları var. - He has good grounds for believing that.
Ona inanmak için onun iyi dayanakları var.
He has good grounds for believing that.
Tom Mary'nin söylediğine inanarak zor zaman geçiriyor. - Tom has a hard time believing anything Mary says.
Tom Mary'nin söylediğine inanarak zor zaman geçiriyor.
Tom has a hard time believing anything Mary says.