fairly well

listen to the pronunciation of fairly well
English - Turkish
fena değil
oldukça iyi

Tom oldukça iyi dans edebilir, değil mi? - Tom can dance fairly well, can't he?

O, İngilizceyi oldukça iyi konuşur. - He speaks English fairly well.

idare eder
all right
tamam

Bob benim tavsiyemi dinleseydi, şimdi her şey tamam olacaktı. - If Bob had taken my advice, everything would be all right now.

Sanırım o şimdi tamam. - I think it's all right now.

all right
olur

Bu öğleden sonra erken gidersek doğru olur mu? - Is it all right if I leave early this afternoon?

Pekala, onu kendi tarzınla yap fakat başarısız olursan beni suçlama. - All right, do it your own way, but don't blame me if you fail.

all right
fena değil
all right
doğru

Tom'un tamamen doğru yaptığını düşünüyordum. - I thought Tom did all right.

Burada bir flaş kullanmak doğru mu? - Is it all right to use a flash here?

all right
(Konuşma Dili) tamam tamam
all right
(Konuşma Dili) başarılı
all right
bir şeyi yok
all right
iyi durumda
all right
sağlıklı
all right
hay hay
all right
yolunda

Onunla işler yolunda. - It's all right with him.

Şimdiye kadar her şey yolunda. - It is all right so far.

all right
(Konuşma Dili) eh işte
all right
(Konuşma Dili) rahatı yerinde
all right
(Konuşma Dili) kabul edilebilir
all right
(Konuşma Dili) tatminkar
all right
(Konuşma Dili) kuşkusuz ki
all right
yakşı yağdayda
all right
idare eder
all right
zarar görmemiş
all right
peki
English - English
all right

That went all right, I suppose.

fairly well

    Hyphenation

    fair·ly well

    Turkish pronunciation

    ferli wel

    Pronunciation

    /ˈferlē ˈwel/ /ˈfɛrliː ˈwɛl/
Favorites