fahri

listen to the pronunciation of fahri
Turkish - English
(isim) Volunteer
honorary, unpaid
complimentary
voluntary
voluntary, volunteer
unsalaried
honorary

General Franks received an honorary knighthood. - General Franks fahri şövalyelik aldı.

The college bestowed an honorary degree on him. - Üniversite ona fahri doktora unvanı verdi.

honorary (title, member)
fahri görev
(Ticaret) honorary office
fahri konsolos
honorary consul
fahri hemşehrilik
freedom of the city
fahri hemşehrilik
freedom of the town
fahri konsolos
consular agent
fahri konsolosluk memurları
(Hukuk) honorary consular officers
fahri üyelik
freedom
Turkish - Turkish
Gönüllü, karşılıksız: "Bilmem hangi bir esnaf cemiyetinin fahri kâtibi imiş."- A. Ş. Hisar
Saygı için verilen veya övünç için kabul edilen (başkanlık, üyelik, doktora gibi unvan), onursal
Gönüllü, karşılıksız
onursal
FAHRÎ
(Osmanlı Dönemi) Karşılıksız olarak. Parasız olarak
FAHRÎ
(Osmanlı Dönemi) İftiharla. Övünerek
FAHRİ
(Hukuk) Onursal
fahri konsolos
Dış İşleri mensubu olmamasına rağmen büyükelçisi bulunmayan ülkelerde o yabancı memleketin işlerini yapan ve çıkarlarını gözeten tanınmış kimse
fahri
Favorites