Tom'un cesedi ıssız bir yolda bulundu.
- Tom's body was found along a deserted road.
Onlar ıssız bir adaya düştüler.
- They were stranded on a deserted island.
Görünüşe göre yer terkedilmiş.
- The place is apparently deserted.
Yer neredeyse terkedilmiş.
- The place is almost deserted.
Tom gecenin ortasında terk edilmiş sokaktan aşağıya doğru yürürken biraz huzursuz hissetti.
- Tom felt a little uneasy as he walked down the deserted street in the middle of the night.
Marilla kendini herkes tarafından terk edilmiş hissetti. Tavsiye için Bayan Lynde'ye bile gidemedi.
- Marilla felt deserted by everyone. She could not even go to Mrs. Lynde for advice.
Tom tenha tren istasyonunda büyük bir saatin altında tek başına durdu.
- Tom stood alone under a big clock in the deserted train station.
Arkadaşların seni terketti mi?
- Have your friends deserted you?