English - Turkish
Definition of face-up in English Turkish dictionary
- Yüz kısmı yukarı bakacak şekilde
- (Bilgisayar) ön yüz
- supine
- (Tıp) omurga
- supine
- inisiyatiften yoksun
- supine
- pasif
- face up
- sırtüstü, yüz kısmı yukarı bakacak şekilde
- face up
- yaptığı şeyi itiraf etmek, gerçekle yüzleşmek
- supine
- supinelykaygısızca
- supine
- (Tıp) Yüzü ve karnı yukarıya dönük olmak üzere yatmış, sırtüstü uzanmış
- supine
- (Tıp) Avuç içi yukarıya doğru çevrilmiş
- supine
- den halinde isim fiil
- supine
- supinenesskaygısızlık
- supine
- {s} gevşek
- supine
- (sıfat) yatay, sırtüstü yatan, gevşek, uyuşuk, lâkayt
- supine
- yatay durumdaki
- supine
- {s} yatay
- supine
- meyilli
- supine
- {s} miskin, pasif, inisiyatiften yoksun
- supine
- enerjik olmayan
- supine
- {s} uyuşuk
- supine
- miskinlik
- supine
- i halinde isim fiil
- supine
- miskinlikle
- supine
- {s} lâkayt
Related Terms
English - English
Definition of face-up in English English dictionary
- Deal with (something unpleasant) head on; "You must face up your problems"; "He faced up the terrible consequences of his mistakes"
- supine
- When the paper coming out of a printer is stacked so that the printed side is face up, a multi-page document is sorted in the wrong order But printers that stack paper face up can usually feed heavy paper such as envelopes better Most printers have at least two optional paper feeding paths, face up and face down
- deal with (something unpleasant) head on; "You must confront your problems"; "He faced the terrible consequences of his mistakes"
- Dealt cards that are visible to all players