Definition of fabri̇ka in Turkish English dictionary
- fabrika
- factory
The factory decided to do away with the old machinery.
-Fabrika eski makineleri kaldırmayı düşünüyor.
The output of this factory has increased by 20%.
-Bu fabrikanın üretimi % 20 oranında artmıştır.
- fabrika
- (Hukuk) plant
Her father was a tractor driver and her mother worked in a textile plant.
-Babası bir traktör sürücüsüydü ve annesi bir tekstil fabrikasında çalıştı.
Valentina's mother worked in a textile plant.
-Valentina'nın annesi bir tekstil fabrikasında çalıştı.
- fabrika
- install
- fabrika
- (Askeri) arsenal
- fabrika
- production plant
- fabrika
- (Ticaret) work
He had been working in the factory for three years when the accident occurred.
-Kaza meydana geldiğinde, o üç yıldır fabrikada çalışıyordu.
After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.
-Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.
- fabrika
- factory, works, plant, mill
- fabrika
- factory, plant, works
- fabrika
- mill
He works at the steel mill.
-O, çelik fabrikasında çalışmaktadır.
Tom works at the steel mill.
-Tom çelik fabrikasında çalışıyor.
- fabrika
- workshop
- fabrika
- hacienda
- fabrika
- works
My father works for a factory.
-Babam bir fabrika için çalışmaktadır.
He works in a factory.
-O bir fabrikada çalışıyor.
- fabrika ayarları
- factory defaults
- fabrika ayarları
- factory tools
- fabrika ayarı
- factory setting
- fabrika içi
- (Bilgisayar) in-plant
- fabrika işi
- manmade
- fabrika işçisi
- factory labourer
- fabrika müdürü
- (Tekstil) plant manager
- fabrika müdürü
- (Ticaret) managing director
- fabrika outlet
- (Ticaret) factory outlet
- fabrika sistemi
- (Ticaret) factory system
- fabrika tasarımı
- (Gıda) plant design
- fabrika teslim
- (Ticaret) exwork
- fabrika teslim fiyatı
- (Ticaret) ex factory
- fabrika yönetimi
- factory management
- fabrika çalışanları
- blue-collar workers
- fabrika üretimi
- (Ticaret) manufacturing
- fabrika ayarları
- (Default) factory settings
- fabrika atık birikintisi
- (Çevre) mill tailing
- fabrika atığı
- (Çevre) factory waste
- fabrika bacası
- chimney stack
- fabrika bacası
- factory chimney
- fabrika belgelendirmesi
- (Ticaret) factory certification
- fabrika binası
- factory premises
- fabrika binası
- manufacturing quarter
- fabrika binası
- plant premises
- fabrika boyası
- factory painting
- fabrika defteri
- (Ticaret) plant ledger
- fabrika denetçisi
- (Ticaret) factory inspector
- fabrika dumanıyla kirlenmiş bölge
- (ıng.) blackcountry
- fabrika düzeni
- plant layout
- fabrika envanteri
- (Ticaret) plant inventory
- fabrika eğitimi
- factory-based training
- fabrika fiyatı
- (Ticaret) manufacturer's price
- fabrika fiyatı
- actory price
- fabrika fiyatı
- (Ticaret) loco price
- fabrika gazı
- (Endüstri) manufactured gas
- fabrika gemi
- (Denizbilim) factory vessel
- fabrika gemi
- (Denizbilim) factory ship
- fabrika imalat kontrolü
- factory production control
- fabrika içi
- in plant
- fabrika içi sistem
- (Bilgisayar) in-plant system
- fabrika işçisi
- blue collar worker
- fabrika işçisi
- mill hand
- fabrika kanunları
- (Ticaret) factory legislation
- fabrika kompresör odası
- mill compressor room
- fabrika kurmak
- (Ticaret) establish factory
- fabrika maliyeti
- (Ticaret) manufacturing cost
- fabrika nakliye
- factory shipping
- fabrika parça numarası
- (Ticaret) manufacturer's part number
- fabrika sahası
- factory site
- fabrika seviyesi bakım
- (Askeri) depot-level maintenance
- fabrika siparişi
- (Ticaret) factory order
- fabrika suyu
- (Ticaret) industrial water
- fabrika teslim fiyatı
- ex works
- fabrika teslimi
- ex factory
- fabrika teçhizatı
- (Ticaret) plant equipment
- fabrika uçak pisti
- factory aerodrome
- fabrika yeri
- (Askeri) factory location
- fabrika çiftçiliği
- (Ticaret) factory farming
- fabrika üretimi profil
- fabricated section
- fabrika şubesi
- (Ticaret) branch-plant
- askeri fabrika
- (Askeri) arsenal
- menkul fabrika
- (Ticaret) movable plant
- fabrika
- manufacturing plant
- fabrika
- manufactory
- fabrikalar
- factories
- deneme amaçlı fabrika
- pilot plant
- geleceğe yönelik savaş malzemeleri üreten fabrika
- shadow factory
- savunma sanayii fabrika teçhizat merkezi
- (Askeri) defense industrial plant equipment center
Related Terms
Definition of fabri̇ka in Turkish Turkish dictionary
- (Osmanlı Dönemi) Sanayi mâmüllerinin büyük ölçüde imal edildiği yer
- fabrika
- İşlenmemiş veya yarı işlenmiş maddelerin makine, araç vb. ile işlenerek tüketime hazır duruma getirildiği sanayi kuruluşu, üretim evi: "Bir deri fabrikası her yerde yapılabilir."- Y. K. Beyatlı
- fabrika
- İşlenmemiş veya yarı işlenmiş maddelerin makine, araç vb. ile işlenerek tüketime hazır duruma getirildiği sanayi kuruluşu, üretim evi
- FABRİKA MARKALARI
- (Hukuk) Marka çeşitleri
- Fabrika
- üretimlik
- Fabrika
- üretim evi