Sana gerekten korkunç bir şey göstereyim.
- Let me show you something really awesome.
Bu gerçekten oldukça korkunç görünüyor.
- That really sounds quite awesome.
Parlak bir fikir ileri sürdüm.
- I've come up with a brilliant idea.
Sanırım bu parlak bir fikir.
- I think it's a brilliant idea.
Onların hepsi zekice yaptı.
- They all did brilliantly.
Tom inanılmaz derecede zeki.
- Tom is incredibly brilliant.
Herkes onu görkemli bir piyanist olarak tanıdı.
- Everyone recognized him as a brilliant pianist.
Ordu savaş sırasında bir dizi görkemli eylemlerde yer aldı.
- The army was involved in a number of brilliant actions during the battle.