faaliyette

listen to the pronunciation of faaliyette
Turkish - English
in service
on the go

Tom is always on the go. - Tom her zaman faaliyette.

faaliyet
activity

In many places, nature is threatened by human activity. - Birçok yerde, doğa insan faaliyeti tarafından tehdit edilir.

She devoted herself to the volunteer activity. - O, gönüllü faaliyetine kendini adamış.

faaliyette olmak
(for someone, an organization) to be active; (for an organization) to be a going concern
faaliyet
proceeding
faaliyet
{i} doing

This is your own doing. - Bu senin kendi faaliyetin.

faaliyette bulunmak
function
faaliyet
activity research
faaliyet
movement
faaliyet
output
faaliyet
operation

The first electronic computers went into operation in 1945. - İlk elektronik bilgisayarlar 1945 yılında faaliyete geçti.

The plan was put into operation. - Plan faaliyete geçirildi.

faaliyette bulunmak
engaged in
faaliyet
briskness
faaliyet
play
faaliyet
{i} business

We need to reorganize it in order to strengthen our business activities. - İş faaliyetlerimizi güçlendirmemiz için bunu yeniden organize etmeliyiz.

faaliyet
service
faaliyet
(Hukuk) operation, activity
faaliyet
strenuousness
faaliyet
bustle
faaliyet
doings
faaliyet
activity, movement
faaliyet
action
tam faaliyette
in full swing
Turkish - Turkish

Definition of faaliyette in Turkish Turkish dictionary

FAALİYET
(Hukuk) İşleyiş, çalışma
faaliyet
Çalışkanlık, çalışma, canlılık, hareket: "İstasyonda bir faaliyet vardı."- A. Gündüz. İşler durumda olma, etkinlik
faaliyet
İşler durumda olma, etkinlik
faaliyet
Çalışkanlık, çalışma, canlılık, hareket
faaliyette
Favorites