faali̇yet

listen to the pronunciation of faali̇yet
Turkish - English

Definition of faali̇yet in Turkish English dictionary

faaliyet
activity

Watching TV is a passive activity. - Televizyon izlemek pasif bir faaliyettir.

In many places, nature is threatened by human activity. - Birçok yerde, doğa insan faaliyeti tarafından tehdit edilir.

faaliyet
activity research
faaliyet
movement
faaliyet
output
faaliyet
operation

The plan was put into operation. - Plan faaliyete geçirildi.

The first electronic computers went into operation in 1945. - İlk elektronik bilgisayarlar 1945 yılında faaliyete geçti.

faaliyet
service
faaliyet
(Hukuk) operation, activity
faaliyet
strenuousness
faaliyet
doing

This is your own doing. - Bu senin kendi faaliyetin.

faaliyet
bustle
faaliyet
business

We need to reorganize it in order to strengthen our business activities. - İş faaliyetlerimizi güçlendirmemiz için bunu yeniden organize etmeliyiz.

faaliyet
doings
faaliyet
activity, movement
faaliyet
action
faaliyet alanı
scene
faaliyet alanı
(Ticaret) segment
faaliyet alanı
(Politika, Siyaset) area
faaliyet alanı
area of activity
faaliyet alanı
(Ticaret) business segment
faaliyet alanı
(Ticaret) activity-area
faaliyet belgesi
(Ticaret) certificate of good standing
faaliyet belgesi
(Kanun) certificate of activity
faaliyet belgesi
(Ticaret) activity certificate
faaliyet belgesi
(Ticaret) certificate of commencement
faaliyet denetimi
(Ticaret) operational audit
faaliyet döngüsü
(Ticaret) operating cycle
faaliyet geliri
(Ticaret) operating revenue
faaliyet giderleri
(Ticaret) operational expenses
faaliyet giderleri
(Ticaret) operating costs
faaliyet göstermek
to be active
faaliyet göstermek
be active
faaliyet göstermek
(Ticaret) operate
faaliyet göstermek
get busy
faaliyet göstermek
active
faaliyet hesapları
(Ticaret) operating accounts
faaliyet ismi
present participle
faaliyet karı
(Ticaret) operating income
faaliyet karı
operating margin
faaliyet kiralaması
(Ticaret) operating lease
faaliyet planı
(Ticaret) schedule
faaliyet planı
(Politika, Siyaset) activity schedule
faaliyet raporu
(Ticaret) operating report
faaliyet sonuçları
(Politika, Siyaset) operating results
faaliyet alanı
scope
faaliyet sahası
orbit
faaliyet / etkinlik
(Hukuk) activity
faaliyet belgesi
Operating certificate
faaliyet göstermek
Be active; get busy; get active
faaliyet raporu
Activity report
faaliyet vermek
to be active
faaliyet alanı
field of activity
faaliyet alanı gideri
(Ticaret) segment expense
faaliyet alanı hasılatı
(Ticaret) segment revenue
faaliyet alanını genişletmek
(Hukuk) broaden the scope
faaliyet başarısı
(Ticaret) operating performance
faaliyet bütçesi
(Ticaret) operating statement
faaliyet dışı gelir
(Ticaret) unrelated business income
faaliyet dışı gelir
(Kanun) non-operating income
faaliyet dışı kar
(Ticaret) non operating profit
faaliyet dışı masraf
(Ticaret) non-operating expense
faaliyet göstermek
to be active; to get busy; to get active
faaliyet hasılatı
(Ticaret) operating revenues
faaliyet hesabı
(Hukuk) operating accounts
faaliyet izni
(Politika, Siyaset) official authorisation
faaliyet kaldıracı
(Ticaret) operating leverage
faaliyet karı/zararı
(Ticaret) operating profit/loss
faaliyet komitesi
action committee
faaliyet koşulları
(Politika, Siyaset) operating conditions
faaliyet olmaması
(Ticaret) no activities
faaliyet oranları
(Ticaret) operating ratios
faaliyet ortamı
(Ticaret) task environment
faaliyet planlaması
(Politika, Siyaset) activity planning
faaliyet planı
(Askeri) plan of action
faaliyet planı çerçevesi
(Ticaret) operational plan framework
faaliyet profili
(Ticaret) activity profile
faaliyet ruhsatı
(Sigorta,Ticaret) operating license
faaliyet seviyesi
(Hukuk) level of activity
faaliyet seviyesi
(Ticaret) activity level
faaliyet sonu raporu; faaliyet sonu incelemesi
(Askeri) after action report; after action review
faaliyet sonucu
(Ticaret) operating result
faaliyet süresi
operating period
faaliyet süresi
activity period
faaliyet unsurları
(Askeri) agents of action
faaliyet yöneticisi
(Ticaret) line manager
faaliyet yönetimi
(Ticaret) operations management
faaliyet çizelgesi
activity chart
faaliyet ögeleri
(Askeri) agents of action
faaliyet
proceeding
faaliyetler
activities

I don't engage in illegal activities. - Yasa dışı faaliyetlere karışmam.

Other factors of importance, which make litigation of large corporations more difficult, are the size and complexity of their activities. - Büyük şirketleri dava etmeyi zorlaştıran diğer önemli etkenler de faaliyetlerinin boyutları ve karmaşıklığıdır.

ekonomik faaliyet
(Askeri) economic action
ekonomik faaliyet
economic activity
siyasi faaliyet
political activity
faaliyet
briskness
faaliyet
play
faaliyetler
doings
ana faaliyet konusu
Core business
faaliyetler
actions
Başkanın acil durum faaliyet dokümanı
(Askeri) Presidential emergency action document
Harp Zamanı Uçak Faaliyet Raporu
(Askeri) Wartime Aircraft Activity Report
acil faaliyet/işlem mesajı
(Askeri) emergency action message
acil faaliyet/işlem planı; acil faaliyet/işlem usulleri
(Askeri) emergency action plan; emergency action procedures
bilimsel faaliyet
scientific activity
boyut, faaliyet, konum, birlik, zaman ve teçhizat
(Askeri) size, activity, location, unit, time, and equipment
cinsel faaliyet
sexual activity
direkt faaliyet giderleri
(Ticaret) direct operating expenses
elektronik saldırı (eski adıyla Elektronik Karşı Tedbirler (ECM)); acil faaliyet
(Askeri) electronic attack (previously ECM); emergency action; executive agent; executive assistant
engelleyici faaliyet
(Tıp) inhibitory activity
kazanç getirici faaliyet
(Hukuk) gainful occupation
kolaylaştırılmış faaliyet sonrası incelemesi
(Askeri) facilitated after-action review
kolordu üstü kademe (Kara Kuvvetleri); acil faaliyet/işlem; acil faaliyet/işlem
(Askeri) echelons above corps (Army); emergency action; emergency action committee
konuşlanma faaliyet timi
(Askeri) deployment action team
kritik faaliyet
(Politika, Siyaset) critical acitivity
müşterek faaliyet idare komitesi
(Askeri) joint action steering committee
müşterek faaliyet raporu
(Askeri) joint activity report
müşterek faaliyet sonrası model inceleme sistemi
(Askeri) joint model after-action review system
müşterek faaliyet sonrası raporlama sistemi
(Askeri) joint after-action reporting system
müşterek faaliyet sonrası raporu
(Askeri) joint after-action report
psikolojik faaliyet
(Askeri) psychological activity
psikolojik faaliyet
(Askeri) psychological action
sefer faaliyet planı
(Askeri) navigation activity plan
standart frekans faaliyet formatı
(Askeri) standard frequency action format
taktik faaliyet subayı
(Askeri) tactical actions officer
terörist faaliyet
(Hukuk) terrorist activity
uygulanabilir varış tarihi; kuvvet faaliyet planlayıcısı
(Askeri) feasible arrival date; force activity designator
volkanik faaliyet
volcanism
yapay faaliyet
(Ticaret) dummy activity
yoğun faaliyet
hustle and bustle
yıkıcı siyasi faaliyet
(Askeri) subversive political action
Turkish - Turkish
(Hukuk) İşleyiş, çalışma
faaliyet
Çalışkanlık, çalışma, canlılık, hareket: "İstasyonda bir faaliyet vardı."- A. Gündüz. İşler durumda olma, etkinlik
faaliyet
İşler durumda olma, etkinlik
faaliyet
Çalışkanlık, çalışma, canlılık, hareket
sosyal faaliyet
Sosyal konulu etkinlik
faali̇yet
Favorites