Turkish - English
Definition of fırlama in Turkish English dictionary
- bound
- ejection
- saltation
- popping out, jumping out
- zoom
- start
- jump
The noise caused me to jump back.
-Gürültü benim geriye fırlamama neden oldu.
- slang bastard
- bolt
- popping up, flying off; bastard, son of a gun, son of a bitch, brat
- soaring, shooting up (of prices)
- flying off
- jumping up, popping up, leaping up
- spring
- (göz) goggle
- protrusion, bulging out, sticking out
- slang brat
- dart
- (Havacılık) egress
- (Askeri) rebound
- bastard
- (Argo) son of a bitch
- son of a gun
- leap
- fırlamak
- {f} dodge
- fırlamak
- burst
- fırla
- {f} sprung
- fırlamak
- bolt
- fırlamak
- bounce
- fırlamak
- {f} spring
- fırlamak
- hurtle
- fırlamak
- (Konuşma Dili) bump up
- fırlamak
- protrude
- fırlamak
- run up
- fırlamak
- stick out
- fırlamak
- dash off
- fırlamak
- rush out
- fırlamak
- go
- fırlamak
- rocket
- fırla
- dash off
- fırla
- sprang
- fırla
- {f} boom
The boomerang hurtled whistling through the air.
-Bumerang havada ıslık çalarak fırlatıldı.
- fırla
- {f} rocket
A moon rocket will be launched tonight.
-Bu gece bir Ay roketi fırlatılmış olacak.
After an hour of waiting, the launch of the rocket was cancelled.
-Bir saatlik beklemeden sonra, roketin fırlatılışı iptal edildi.
- fırla
- {f} dashing
- fırlamak
- hare
- fırlamak
- fly at
- fırlamak
- jump to it
- fırlamak
- soar
- fırlamak
- plunge
- fırla
- throw
- fırla
- dashed
Tom dashed out of the room.
-Tom aceleyle odadan dışarı fırladı.
He dashed out of the store.
-O, dükkândan dışarı fırladı.
- fırlamak
- pop out
- fırla
- hurtle
The boomerang hurtled whistling through the air.
-Bumerang havada ıslık çalarak fırlatıldı.
- fırlamak
- to rush out, to dash; to fly off, to jump; to protrude, to stand out, to stick out; (fiyat) to soar
- fırlamak
- dash
- fırlamak
- hurl oneself
- fırlamak
- make a dash
- fırlamak
- soar (prices)
- fırlamak
- shoot off
- fırlamak
- shoot up
- fırlamak
- jump
- fırlamak
- to pop out (of), jump out (of)
- fırlamak
- to fly out (of), rush out (of), burst out (of)
- fırlamak
- to protrude, bulge out, stick out
- fırlamak
- stand out
- fırlamak
- (göz) goggle
- fırlamak
- shoot
- fırlamak
- skyrocket
- fırlamak
- boom
- fırlamak
- to jump up (from), pop up (from), leap up (from)
- fırlamak
- fly out
- fırlamak
- leap up
- fırlamak
- shoot ahead
- fırlamak
- dart
- fırlamak
- high tail
- fırlamak
- flirt
- fırlamak
- fling
- fırlamak
- shoot out
- fırlamak
- break
- fırlamak
- fly off
- fırlamak
- (for prices) to soar, shoot up
- fırlamak
- pop
- fırlamak
- {f} whisk
- fırlamak
- nip
- fırlamak
- {f} whip
- fırlamak
- flounce
- fırlamak
- soar prices
- fırlamak
- {f} steepen
- fırlamak
- {f} start
- fırlamak
- {f} zoom
- fırlamak
- start up
- fırlamak
- glint
- fırlamak
- {f} tear
- ileri fırlama
- (at) plunge
- uzaya fırlama
- blastoff
- yandan fırlama
- slang scoundrel, bastard, SOB
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of fırlama in Turkish Turkish dictionary
- Piç
- Fırlamak işi
- Arsız, terbiyesiz çocuk
- fırlamak
- Hızla, birdenbire bulunduğu yerden çıkmak, ayrılmak
- fırlamak
- Hızla, birdenbire bulunduğu yerden çıkmak, ayrılmak: "Çöpçü beygiri, deli gibi rayın üzerine fırlamıştı."- H. Taner
- fırlamak
- Yerinden oynayıp ileriye doğru çıkıntı yapmak
- fırlamak
- Fiyatı birdenbire yükselmek