Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

extra rare; left very raw and cold

listen to the pronunciation of extra rare; left very raw and cold
English - Turkish

Definition of extra rare; left very raw and cold in English Turkish dictionary

blue
mavi

Mavi tişörtü kim giyer? - Who's wearing the blue T-shirt?

İlk mavi kotlar1853'te piyasaya çıktı. - In 1853, the first blue jeans came out.

blue
(Argo) münakaşa
blue
mavi üniformalı kimse
blue
{s} müstehcen
blue
{f} çarçur etmek
blue
{f} maviye boyamak

Evimi maviye boyamak istemiyorum. - I don't really want to paint my house blue.

Mary arabasını parlak maviye boyamak istiyor. - Mary wants to paint her car bright blue.

blue
mavileştirmek
blue
{s} mavi, mavi renkli
blue
(Tıp) Mavi boya

Biraz mavi boyaya ihtiyacım var. - I need some blue paint.

Tom odasını mavi boyamak istiyor. - Tom would like to paint his room blue.

blue
tutucu
blue
{f} har vurup harman savurmak
blue
sembolü mavi olan bir zümrenin üyesi
blue
{s} k.dili. efkârlı
blue
{s} keyifsiz

Pazartesi günleri her zaman keyifsizim. - I always feel blue on Mondays.

Bugün biraz keyifsiz hissediyorum. - I'm feeling a little blue today.

blue
{i} muhafazakâr partili
blue
(Tekstil) 1. mavi 2. çivitlemek
blue
{i} mavi, mavi renk
blue
blac
English - English
blue
extra rare; left very raw and cold
Favorites