external; extreme; distant

listen to the pronunciation of external; extreme; distant
English - Turkish

Definition of external; extreme; distant in English Turkish dictionary

outer
dış

İç ve dış gezegenler arasında bir asteroit kuşağı vardır. - Between the inner and outer planets is an asteroid belt.

Fırtınalar boyanın dış tabakasını aşındırdı. - Storms have abraded the outer layer of paint.

outer
{s} dışarıdaki
outer
outer space yıldızlar ve gezegenler arasındaki boşlukç outermosten dıştaki
outer
dış taraftaki
outer
dışsal
outer
hariçteki
outer
dıştaki
outer
harici
outer
çöldeki
outer
çöl
outer
hedef merkezi çevresindeki dairenin dış kısmı
English - English
{s} outer
external; extreme; distant
Favorites