Bir dereceye kadar ona güvenirim.
- I trust him to some extent.
Bir dereceye kadar seninle aynı fikirdeyim.
- To some extent I agree with you.
Leyla'nın mektupları onun ırkçılığının boyutlarını ortaya çıkardı.
- Layla's letters revealed the extent of her racism.
Birinin cehaletinin boyutunu bilmek önemlidir.
- It is important to recognize the extent of one's ignorance.
Tom Mary'nin sorununu bir ölçüde anlayabilir.
- Tom can understand Mary's problem to some extent.
Ne ölçüde ona güvenilebilir?
- To what extent can he be trusted?
Söylediğini bir miktar kabul ediyorum.
- I accept what you say to some extent.
Leyla'nın mektupları onun ırkçılığının boyutlarını ortaya çıkardı.
- Layla's letters revealed the extent of her racism.
Birinin cehaletinin boyutunu bilmek önemlidir.
- It is important to recognize the extent of one's ignorance.
The extent of his knowledge of the language is a few scattered words.