extent; size; amplitude; scope

listen to the pronunciation of extent; size; amplitude; scope
English - Turkish

Definition of extent; size; amplitude; scope in English Turkish dictionary

latitude
enlem

Kuzey yarımkürede, kuzey kutup bölgesindeki hava sıcaklıkları düşük enlemlere göre iki kat daha hızlı ısınıyor. - In the Northern Hemisphere, Arctic air temperatures are warming twice as fast as lower latitudes.

Tasmanya 40 derece güney enlemi üzerindedir. - Tasmania is on the 40 degrees South latitude.

latitude
{i} paralel
latitude
{i} tolerans
latitude
en
latitude
mıntıka
latitude
özgürlük
latitude
rahatlık
latitude
{i} serbestlik
latitude
arz derecesi,enlem
latitude
(Askeri) ENLEM AÇISI: Arz üzerinde ekvatorun kuzey veya güneydeki bir nokta ile arzın merkezini birleştiren hattın, arzın merkezinde ekvator düzlemiyle teşkil ettiği açı
latitude
(Askeri) enlem, enlem açısı
latitude
{i} bölge

Kuzey yarımkürede, kuzey kutup bölgesindeki hava sıcaklıkları düşük enlemlere göre iki kat daha hızlı ısınıyor. - In the Northern Hemisphere, Arctic air temperatures are warming twice as fast as lower latitudes.

latitude
{i} hoşgörü
English - English
latitude