Dinledim fakat hiçbir şey duymadım.
- I listened, but I didn't hear anything.
Onun ailesi ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum.
- I don't know anything about her family.
Senin için her şeyi yapacağım.
- I will do anything for you.
Benim evimde partiler vermek istiyorsanız, daha sonra her şeyi temizleyin ve bir şey kırmayın, ya da zarar için ödeme yapın.
- If you want to have parties in my house, clean up everything afterwards, and don't break anything, or else pay for the damage.
Ondan daha küçük herhangi bir şeyin yok mu?
- Don't you have anything smaller than that?
Orada herhangi bir şey görebiliyor musun?
- Can you see anything in there?
Senin için ne olsa yapmaya hazırım.
- I am quite willing to do anything for you.
Bu şimdiye kadar gördüğüm hiç bir şeye benzemiyor.
- That doesn't look like anything I've ever seen.
Tom hiç bir şey yapmak istemiyor.
- Tom doesn't want to do anything at all.