Tom'a açıkça onu yapmamasını söyledim.
- I explicitly told Tom not to do that.
Tom açıkça Mary'ye bunu yapmamasını söyledi.
- Tom explicitly told Mary not to do that.
Tom açıkça Mary'ye bunu yapmamasını söyledi.
- Tom explicitly told Mary not to do that.
Benim bildiğimden çok daha fazla bilen matematikçiler kendilerini açıkça ifade edemedikleri zaman bundan hoşlanmam.
- I don't like it when mathematicians who know much more than I do can't express themselves explicitly.
Benim bildiğimden çok daha fazla bilen matematikçiler kendilerini açıkça ifade edemedikleri zaman bundan hoşlanmam.
- I don't like it when mathematicians who know much more than I do can't express themselves explicitly.
Tom'a açıkça onu yapmamasını söyledim.
- I explicitly told Tom not to do that.
Ben sana hiçbir şeye dokunmaman için açık talimatlar vermiştim.
- I gave you explicit instructions not to touch anything.
Biraz daha açık olabilir misin?
- Can you be more explicit?
I gave explicit instructions for him to stay here, but he followed me, anyway.
The film had several scenes including explicit language and sex.
... can't make decisions about what treatments are given. That's explicitly prohibited in ...