Bilim birçok şeyi açıklar ama din asla açıklayamazdı.
- Science explains many things that religion never could explain.
Biri diğerini açıklar.
- One explains the other.
Bir şey açıklamak zorunda değilsin.
- You don't have to explain anything.
Tarihçinin rolü daha az keşfetmek ve onları çevirmek ve açıklamak yerine belgelerin kataloğunu hazırlamaktır.
- The role of the historian is less to discover and catalog documents than to interpret and explain them.
Lütfen bana futbolun kurallarını açıklayın.
- Please explain the rules of soccer to me.
Kimse eşyanın nasıl yapıldığını açıklayamadı.
- Nobody could explain how the thing was made.
Meramını anlatmak için sadece otuz saniyen var.
- You've only got thirty seconds to explain yourself.
... storytelling that explains that to people in words they ...
... But nobody really explains it. ...