English - Turkish
Definition of expense; profusion; outlay in English Turkish dictionary
- gider, bolluk, harcama
- dispense
- (ilaç/reçete) hazırlamak
- dispense
- vazgeçmek
- dispense
- (Tıp) dağıtım
- dispense
- papanın bağışlaması
- dispense
- (ilaç/reçete vb) hazırlamak
- dispense
- dağıtmak
Sanırım astlarıma öğüt dağıtmak zorunda olduğum yaşa ulaştım.
-I guess I've reached the age where I have to dispense advice to my underlings.
- dispense
- (ilaç/reçete/vb.) hazırlamak
- dispense
- vermek
- dispense
- dağit
- dispense
- yap- mak
- dispense
- tevzi etmek
- dispense
- (fiil) dağıtmak; uygulamak; ilaç hazırlamak; bağışlamak; hariç tutmak
- dispense
- yol vermek
- dispense
- başarmak
- dispense
- hazırlamak dispense with vaz geçmek
- dispense
- {f} ilaç hazırlamak
- dispense
- (Tıp) İlaç yapmak, tarifine göre ilacı hazırlamak
- dispense
- dispense yap/dağıt
- dispense
- {f} bağışlamak
Related Terms
English - English
Definition of expense; profusion; outlay in English English dictionary
- dispense
expense; profusion; outlay
Hyphenation
expense; profusion; out·layPronunciation
Resimler
History
Favorites