Tom Mary'ye okul giderlerini ödemesine yardımcı olmak için para gönderdi.
- Tom sent money to Mary to help her pay for school expenses.
Ben faturayı gider hesabımdan ödedim.
- I paid the bill out of my expense account.
Umarım bu harcama raporu tüm ilişkili iş masraflarını içerir,çünkü bundan bir sent daha fazlasını ödemeyeceğim.
- I hope this expense report contains all the relevant business expenses because I'm not paying a cent more after this.
Masraf umrumda değil.
- I don't care about the expense.
Yeni bir daireyi döşemek büyük harcamalar gerektirir.
- Furnishing a new apartment requires large expenses.
Umarım bu harcama raporu tüm ilişkili iş masraflarını içerir,çünkü bundan bir sent daha fazlasını ödemeyeceğim.
- I hope this expense report contains all the relevant business expenses because I'm not paying a cent more after this.
Tom Mary'ye okul giderlerini ödemesine yardımcı olmak için para gönderdi.
- Tom sent money to Mary to help her pay for school expenses.
Ona giderlerini azaltmaya çalıştı.
- She tried to lessen her expenses.
Harcamalarımızı kısmalıyız.
- We must cut down our expenses.
Yeni bir daireyi döşemek büyük harcamalar gerektirir.
- Furnishing a new apartment requires large expenses.
Bin dolar, parti için tüm masrafları kapsayacak.
- One thousand dollars will cover all the expenses for the party.
Tüm masraflar sponsora düşecektir.
- All the expenses will fall on the sponsor.
Tom giderlerini hesapladı.
- Tom calculated his expenses.
Tom'un sağlık giderlerini karşılamak için arabasını satmak zorunda kaldığından şüpheliyim.
- I doubt that Tom had to sell his car in order to raise money for medical expenses.
It should be acceptable to expense a business lunch with a client.
Husband nature's riches from expense.
And moan the expense of many a vanished sight.