expeditious; quick; speedily; prompt

listen to the pronunciation of expeditious; quick; speedily; prompt
English - Turkish

Definition of expeditious; quick; speedily; prompt in English Turkish dictionary

expedite
{f} hızlandırmak
expedite
süratlendirmek
expedite
sürat vermek
expedite
(Havacılık) çabuklaştır
expedite
süratini artırmak
expedite
çabuk
expedite
(Ticaret) çabuklaştırma
expedite
tacil etmek
expedite
çabuklaştırmak
expedite
hızlandır

Hızlandırılmış teslim ilave on dolara mal olacak. - Expedited delivery will cost an additional ten dollars.

expedite
{f} yollamak
expedite
{f} göndermek
expedite
çabuk icra etmek
expedite
{f} kolaylaştırmak
English - English
expedite