Bizim etki sahamız o zamandan beri çok genişledi.
- Our sphere of influence has expanded so much since then.
O, araştırmasını genişletti.
- He expanded his research.
Ağaçların büyümesini engelleyen bir fundalık sık sık yangın tarafından oluşturulur ya da genişletilir.
- A heath is often created or expanded by fire, which prevents the growth of trees.
Metni değiştirip genişlettim.
- I've changed and expanded the text.
Bu şekilde, üniversite öğrencilerinin ufkunu genişletmek için fırsatları var.
- In this way, the students of the university have the opportunity to expand their horizons.
Genişletmek için yer yok.
- There's no room to expand.
Üniversitedeki öğrencilerin bu şekilde kültürel ufuklarını genişletme olanağı var.
- In this way, the students of the University have the opportunity to expand their cultural horizons.
Genişletmek için yer yok.
- There's no room to expand.
Bir haftadır kırıp geçiren Doğu Kaliforniya'daki yangın, yayılmaya devam ediyor.
- The fire, which has been raging for over a week in eastern California, continues to expand.
İşçiler yolu genişletiyor.
- The workers are expanding the road.
Çalışarak, pazarlarımızı genişletebiliriz.
- With work, we can expand our markets.
Tom işini büyütmek istedi.
- Tom wanted to expand his business.
He expands his business everyyear.
Üniversite eğitimi bilginizi genişletmek için tasarlanmıştır.
- University education is designed to expand your knowledge.
İşçiler yolu genişletiyor.
- The workers are expanding the road.
This compact umbrella expands to cover a large table.
Use the binomial theorem to expand {(x+1)}^4 to x^4 + 4x^3 + 6x^2 + 4x + 1.
He's so pedantic, he expands on everything!.
You can expand this compact umbrella to cover a large table.
The expression {(x+1)}^4 expands to x^4 + 4x^3 + 6x^2 + 4x + 1.
... rights are being not respected enough or need to be expanded so that I can make sure that ...
... The middle class expanded. ...