Onun egzotik parfümünün hoş bir kokusu var.
- Her exotic perfume has a subtle scent.
Linda, Londra'da popüler bir egzotik dansçıydı.
- Linda was a popular exotic dancer in London.
Onun yurtdışı seyahat deneyimi var.
- He has experience of foreign travel.
Hiç yurt dışında bulundun mu?
- Have you ever been to a foreign country?
Dışişleri Bakanı bir kuklaydı.
- The Foreign Minister was a puppet.
Yabancılarla alay etme.
- Don't poke fun at foreigners.
Yabancı dil öğrenmek zordur.
- Learning a foreign language is difficult.
exotic appearance.
... is just a specialized computer as well, with a particularly exotic housing. ...