Tüketici elektroniği denen üreticiler arasında acımasız bir rekabet vardır.
- Among the manufacturers of so-called consumer electronics, there exists ruthless cut-throat competition.
Türkiye'de zorunlu askerlik vardır.
- Compulsory military service exists in Turkey.
Tom, diğer gezegenlerde yaşamın var olduğuna inanmaktadır.
- Tom believes that life exists on other planets.
Allah'ın var olduğuna inanıyor musun?
- Do you believe that God exists?
İngilizce Q, W ve X harfleri bulunmaktadır.
- The letters q, w and x exist in English.
Hayaletlerin var olduğunu düşünüyorum.
- I think that ghosts exist.
Tom hayaletlerin var olduğuna inanmıyor.
- Tom doesn't believe that ghosts exist.
Bazı Batılılar ruhlarının var olduğuna ve sonsuz yaşama sahip olduklarına artık inanmıyorlar.
- Some Westerners no longer believe that their soul exists and that they have eternal life.
Kıt kanaat yaşamaktan usandım.
- I'm sick of this hand-to-mouth existence.
Apotik veya “gece yarısı” bölgesi 1.000 metrenin altındaki derinliklerde bulunur. Güneş ışığı bu derinliklere nüfuz etmez ve bölge karanlıkta kalır.
- The aphotic, or “midnight,” zone exists in depths below 1,000 meters. Sunlight does not penetrate to these depths and the zone is bathed in darkness.
Cennet ve cehennem sadece insanın kalbinde bulunur.
- Heaven and hell exist only in the human heart.
Kıt kanaat yaşamaktan usandım.
- I'm sick of this hand-to-mouth existence.
Bu dünyada erkekler zengin olmak için değil, mutlu olmak için var olurlar.
- Men do not exist in this world to become rich, but to become happy.
... that exists either. ...
... information that exists? ...