existence, a chief point or thing

listen to the pronunciation of existence, a chief point or thing
English - Turkish

Definition of existence, a chief point or thing in English Turkish dictionary

essential
ana
essential
esas

Kahkaha iyi bir ilişkide esastır. - Laughter is essential in a good relationship.

Benzetme esasen doğrudur. - The analogy is essentially correct.

essential
gerekli

Bir kriz anında sakin kalmak ve kontrolü kaybetmemek gereklidir. - It is essential to keep calm in a time of crisis and avoid going haywire.

Neyi ve ne kadar çok yediğimizin farkında olma iyi sağlık için gereklidir. - Being aware of what and how much we eat is essential to good health.

essential
şart
essential
gerekli olan şey
essential
esas özellik
essential
asıl gerekli şey
essential
{s} asıl, esas, temel, ana
essential
(İnşaat) temel gereksinim
essential
temel

Bilgi toplamak, gezinin temellerinden biridir. - Gathering information is one of the essentials of travel.

Tom temel olarak haklıydı. - Tom was essentially right.

essential
başlıca
essential
essential mineral bir kayadaki esas maden essential oil bitkilerden elde
essential
{s} köklü
essential
(sıfat) köklü, esaslı, başlıca, gerekli, zorunlu, esans türünden
essential
gerçek
essential
{s} esans türünden
essential
temelli
English - English
{n} essential
existence, a chief point or thing
Favorites