O çok şiddetli şekilde sıkıcı görünüyor.
- That looks so excruciatingly boring.
Sabahleyin ağrı ızdıraplıydı.
- In the morning, the pain was excruciating.
Sol ayak parmağımda ızdıraplı bir acı hissettim.
- I felt excruciating pain in my left big toe.
the nation's most excruciating dilemma -- W. H. Ferry (Can we this quote?).