Tom, Mary ile bir hafta sonu daha geçirmek zorunda kalmaktan ödü patladı.
- Tom dreaded having to spend another weekend with Mary.
Bu hafta sonu bir araba almak zorundayım.
- I have to buy a car this weekend.
Umarım harika bir haftasonu geçirdiniz.
- I hope you had a great weekend.
Tom haftasonunda bir partiye ev sahipliği yaptı.
- Tom hosted a party on the weekend.
Tom, Mary ile bir hafta sonu daha geçirmek zorunda kalmaktan ödü patladı.
- Tom dreaded having to spend another weekend with Mary.
Hafta sonlarında ne tür şeyler yaparsınız?
- What sort of things do you do on weekends?