excepted, modest, sullen, close

listen to the pronunciation of excepted, modest, sullen, close
English - Turkish

Definition of excepted, modest, sullen, close in English Turkish dictionary

reserved
{s} çekingen

Arkadaşlarım, çok çekingen olduğumu söylerler iken; ailem ise hep, çok sıkıcı olduğumu iddia eder. - My friends always say I'm too reserved, but my family always says I'm too boring.

Ben Tom'u çok çekingen buldum. - I found Tom very reserved.

reserved
saklı
reserved
mahfuzdur
reserved
saklanılmış
reserved
ayırtılmış

Tüm koltuklar ayırtılmış. - All the seats are reserved.

reserved
{f} ayır

Otel odamı üç hafta önceden ayırttım. - I reserved my hotel room three weeks in advance.

Telefon edip bir masa ayırtmalıydık. - We ought to have phoned ahead and reserved a table.

reserved
yedek
reserved
{s} tutulmuş
reserved
{s} rezerve edilmiş
reserved
ağzı slkı
reserved
başka zaman veya muayyen bir kimse için saklanılmış
reserved
{s} içine kapanık

Bill oldukça içine kapanıktır. - Bill is quite reserved.

reserved
ayrılmış/çekingen
reserved
(sıfat) ayırtılmış, ayrılmış, tutulmuş, rezerve edilmiş, ağzı sıkı, sessiz, içine kapanık, çekingen
reserved
{s} ayrılmış

Ayrıcalık özel olarak kadın için ayrılmıştır. - The privilege is reserved exclusively for women.

Trende ayrılmış koltuklar var mıdır? - Are there reserved seats on the train?

reserved
{s} ağzı sıkı

Tom oldukça ağzı sıkı, değil mi? - Tom is quite reserved, isn't he?

Tom ağzı sıkı, değil mi? - Tom is reserved, isn't he?

English - English
{a} reserved
excepted, modest, sullen, close
Favorites