Suyla vaftiz etmem için beni gönderen kişinin bana söylediğinin haricinde...
- Except that the one who sent me to baptize with water told me...
Evimiz otobüs durağına uzak olmasının haricinde oldukça tatminkardır.
- Our house is quite satisfactory except that it is rather a long way to the bus stop.
Burası dışında, çok basit değil.
- Except that here, it's not so simple.
Geçen hafta gitmesinin dışında bir şey bilmiyorum.
- I know nothing except that she left last week.