Şirin ol ve kapa çeneni!
- Be pretty and shut up!
Mary bugün çok şirin görünüyor.
- Mary looks pretty today.
Onun çok sevimli olan bir kızı var.
- He has a daughter who is very pretty.
Sevimli olan bir kızı var.
- He has a daughter who is pretty.
Hava sıcaktı. Ve hava oldukça nemliydi.
- The weather was hot. And pretty humid.
Park oldukça büyüktür; Çok sayıda ağaçları ve çok sayıda çiçekleri vardır.
- This park is pretty big; it has a lot of trees and many flowers.
Tom her şeyin iyi gideceğinden oldukça emin.
- Tom is pretty sure everything will go well.
Tom Fransızcayı oldukça iyi konuşabilir.
- Tom can speak French pretty well.
Tom epeyce utangaç, değil mi?
- Tom is pretty shy, isn't he?
Dave'in yeni arabası için epeyce para ödediğine bahse girerim.
- I bet Dave paid a pretty penny for his new car.
İngilizce çok zor, değil mi?
- English is pretty hard, isn't it?
Park oldukça büyüktür; Çok sayıda ağaçları ve çok sayıda çiçekleri vardır.
- This park is pretty big; it has a lot of trees and many flowers.
Oh, Jake. Brett said, we could have had such a damned good time together. Ahead was a mounted policeman in khaki directing traffic. He raised his baton. The car slowed suddenly pressing Brett against me. Yes, I said. Isn't it pretty to think so?.