Bu ufacık gelişmenin yanında suç işlenmesindeki muazzam artış, muhakkak göz önünde bulundurulmalıdır.
- This slight improvement has to be set against an enormous increase in crime.
Soda muazzam miktarda şeker ve kalori içerir.
- Sodas contain enormous amounts of sugar and calories.
Onun kocaman parmakları vardır.
- He has enormous fingers.
Kocaman bir evde yalnız yaşıyor.
- She lives alone in a house of enormous dimensions.
O, çok büyük bir evde yaşar.
- He lives in an enormous house.
Bir fil çok büyük bir hayvandır.
- An elephant is an enormous animal.
Kuzenlerim arasında, bilirsiniz, en iri göğüsleri olan bir kız var.
- Among my cousins, you know, there's a girl with the most enormous breasts.
Filler iri bir hayvandır.
- An elephant is an enormous animal.
Esperanto kesinlikle çok büyük bir zaman kaybı!
- Esperanto is surely an enormous waste of time!
Tayfundan gelen hasar büyüktü.
- The damage from the typhoon was enormous.
Aşırı derecede eğlendim, inan bana.
- I enjoyed myself enormously, believe me.