exceedingly great; usually applied intensively

listen to the pronunciation of exceedingly great; usually applied intensively
English - Turkish

Definition of exceedingly great; usually applied intensively in English Turkish dictionary

awful
{s} berbat

O şarkıcının berbat bir sesi var. - That singer has an awful voice.

Dün berbat bir kaza oldu. - An awful accident happened yesterday.

awful
dehşet verici
awful
{s} çok kötü

Söylediğim şey hakkında çok çok kötü hissediyorum. - I feel awful about what I said.

Ona böyle korkunç şeyler söyledim. Ben çok kötü hissediyorum. - I said such horrible things to him. I feel so awful.

awful
{s} k.dili. çok fazla, pek çok: That'll take an awful lot of work. O çok iş ister
awful
(Argo) bombok
awful
çok fena
awful
rezalet
awful
{s} korkunç

O, korkunç bir gündü. - That was an awful day.

Bugün hava korkunç sıcak. - It's awfully hot today.

awful
{s} oldukça büyük
awful
çok

Ben geç kaldığım için çok üzgünüm. - I'm awfully sorry that I was late.

Tom çok yorgun görünüyordu. - Tom seemed awfully tired.

awful
dili heybetli
awful
iri awfully
awful
rezil
awful
müthiş

Ne müthiş bir dünyada yaşıyoruz! - What an awful world we live in!

Onun konuşması müthiş sıkıcıydı. - His speech got awfully boring.

awful
sunturlu
English - English
awful

I have learnt an awful amount today.

exceedingly great; usually applied intensively
Favorites