Tom'un abartmadığını anlayabiliyorum.
- I can see Tom wasn't exaggerating.
Her şeyi abartma alışkanlığın var.
- You have a habit of exaggerating everything.
Biraz abartmıyor musun?
- Aren't you exaggerating a little?
Tom'un abartmadığını anlayabiliyorum.
- I can see Tom wasn't exaggerating.
Onun şeyleri abartmak için bir eğilimi var gibi görünüyor.
- She seems to have a tendency to exaggerate things.
Erken kalkma alışkanlığının önemini abartmak imkansızdır.
- It is impossible to exaggerate the importance of the habit of early rising.
Gerçekleri abartmayalım.
- Let's not exaggerate the facts.
Tom oldukça sık abartır.
- Tom quite often exaggerates.
Onu harfi harfine almayın. O abartma eğilimindedir.
- Don't take it literally. He is inclined to exaggerate.
Tom abartma eğilimindedir.
- Tom tends to exaggerate.
I've told you a billion times not to exaggerate!.