evraklar

listen to the pronunciation of evraklar
Turkish - English
archives
muniments
documents

Tom is looking through the documents. - Tom evraklara bir göz atıyor.

These documents were printed on recycled paper. - Bu evraklar geri dönüştürülmüş kağıda bastırıldı.

papers

Hand in your papers at once. - Evraklarını derhal teslim et.

All the papers were taped up and kept in the safe. - Tüm evraklar bantlandı ve kasada muhafaza edildi.

evrak
papers

The spy burned the papers. - Casus evrakları yaktı.

Can you gather all of the papers together? - Evrakların hepsini bir araya toplar mısın?

evrak
{i} document

I put the documents you requested on your desk. - İstediğin evrakları masana koydum.

Tom is looking through the documents. - Tom evraklara bir göz atıyor.

evrak
paper

Hand in your papers at once. - Evraklarını derhal teslim et.

All you have to do is sign this paper. - Yapmanız gereken her şey bu evrakı imzalamaktır.

evrak
(Askeri) records
evrak
(Ticaret) deed
evrak
{i} letter

The treaty is now a dead letter. - Antlaşma artık ölü bir evrak.

evrak
brief

I checked my briefcase and umbrella in the cloakroom. - Vestiyerde evrak çantamı ve şemsiyemi kontrol ettim.

My briefcase is full of papers. - Evrak çantam kağıtlarla doludur.

evrak
documents, papers
Turkish - Turkish

Definition of evraklar in Turkish Turkish dictionary

EVRAK
(Osmanlı Dönemi) (Vakar C.) Sahifeler. Yapraklar
evrak
Yazılmış kitaplar, mektuplar veya yazılar: "Mektupçu evrak okur, cevap yazar, muhabere işlerini idare ederdi."- S. Ayverdi
evrak
Yazılmış kitaplar, mektuplar veya yazılar
evrak
Kâğıt yaprakları, kitap sayfaları