evler

listen to the pronunciation of evler
Turkish - English
(Bilgisayar) homes

Thousands lost their homes. - Binlerce insan evlerini kaybettiler.

The homes on the coast are very expensive. - Kıyıdaki evler çok pahalı.

housing
houses

That architect builds very modern houses. - O mimar çok modern evler inşa ediyor.

The houses and cars looked tiny from the sky. - Evler ve arabalar gökyüzünden küçücük görünüyorlardı.

terraced houses
ev
{i} home
ev
{i} house
evler arasındaki dar yol
snicket
evler topluluğu
(İnşaat) group of houses
evler ve uğrak yerleri
homes and haunts
ev
{i} place
ev
residence
ev
{s} domestic
ev
{i} housing
ev
(Argo) unit
ev
(Latin) domus
ev
(Bilgisayar) homeowner's
ev
private house
ev
habitation
ev
dwelling place
ev
door
ev
pad
ev
domicile
ev
roof
ev
hause
ahırdan bozma sıralı evler
mews
ayrım gözetmeden herkese açık kiralık evler
open housing
bahçeli evler bölgesi
garden city
ev
club, center, social hall
ev
dwelling house
ev
house, domicile, abode, habitation, place, dwelling; home; household, family; domestic
ev
accommodation unit
ev
house, commercial establishment
ev
crib
ev
house, home, dwelling
ev
hangout
ev
domicil
ev
household
ev
institution, house, home
ev
inhabitation
ev
family, household
ev
rooms
ev
settlement
ev
dwelling
ev
abode
ev
be abroad
ikinci evler
second homes
mimari tasarımlı evler
architect-designed houses
oyuncak evler
dollhouses
sıra evler
ribbon building
sıra evler row houses, terrace
(adam/insan)
sıralı evler
terrace
sıralı evler yapmak
terrace
English - English

Definition of evler in English English dictionary

eV
electronvolt, alternative spelling electron volt
eV
Electron volt
ev
the energy needed to move one electron through a potential of one volt
ev
TOP Exposure Value; A number that represents available combinations of shutter speed and aperture offering the same exposure effect when scene brightness remains the same Each EV number can be applied to various shutter speed and aperture combinations
ev
Extravehicular
ev
ALTERNATE MODE CAMPAIGN - Use of multiple pieces or methods as a marketing effort (posters, flyers, table tents, checkstuffers) to promote awareness of all alternate modes of travel Electronic methods must be documented (Single mode campaigns are under SC, VC, WB, WS )
ev
a unit of energy equal to the work done by an electron accelerated through a potential difference of 1 volt
ev
Short form term for an Electric Vehicle
ev
Electric Vehicle or Environmental Vehicle A vehicle powered by electricity or a fuel other than gasoline
ev
change of potential energy experienced by an electron moving from a place where the potential has a value of V to a place where it has a value of +1 volt (Physics)
ev
Earned Value
ev
Abbreviation for Electric Vehicle
ev
The basic unit of energy used in high energy physics It is the energy gained by one electron when it moves through a potential difference of one volt By definition an eV is equivalent to 1 6 x 10-19 joules This is a very small amount of energy and the more commonly used multiples are MeV (million eV), GeV (billion eV or giga-electronvolt) and TeV (trillion eV)
ev
An electrically powered vehicle Usually incorporating an electric motor powered by a massive battery pack, Evs are limited in their mileage range because of the limitations of present battery technology
ev
The energy gained by an electron which accelerates through a potential difference of one volt
ev
Vehicle powered by electric motor(s) rather than by an internal combustion engine Most common source of electricity is chemical storage batteries
Turkish - Turkish

Definition of evler in Turkish Turkish dictionary

EV
(Osmanlı Dönemi) Şek, tahayyür, ibham, istisnâ, şart, teb'iz için kullanılan harf-i atıf. "yahut, veya, meğer ki, bel, belki ister" gibi kelimelerle türkçeye terceme edilebilir
Ev
dar (IV)
Ev
beyit
Ev
dar
Ev
(Hukuk) BEYT
Ev
ocak
ev
Pozlandırma değeri
ev
Herhangi bir yerde toplumsal, kültürel, ekonomik yönlerden tanıtma görevini üstlenen veya belli alanlarda olan kişilerin toplanıp toplumsal ilişkilerini sürdürmelerini sağlayan kuruluş
ev
Meridyenle ufkun yaptığı açının üçte biri
ev
Evin iç düzeni, eşyası vb
ev
Bir kimsenin veya ailenin içinde yaşadığı yer, konut
ev
Aile. Soy, nesil
ev
Evin iç düzeni, eşyası vb. İçinde bir iş görülen veya bazen belirli bir amaçla kullanılan yer
ev
Aile
ev
Bir kimsenin veya ailenin içinde yaşadığı yer, konut: "Ana oğul, yeni kiraladıkları eve bir pazar günü taşındılar."- N. Cumalı
ev
İçinde bir iş görülen veya bazen belirli bir amaçla kullanılan yer
ev
Arabalarda yük konulan yer
ev
Yalnız bir ailenin oturabileceği biçimde yapılmış yapı
ev
Soy, nesil
ev
(Osmanlı Dönemi) hâne
evler
Favorites