Tom and Mary have many unmarried friends.
- Tom ve Mary'nin birçok evlenmemiş arkadaşları var.
You don't marry someone you can live with — you marry the person whom you cannot live without.
- Sen yaşayabileceğin herhangi biriyle evlenme - sen onsuz yaşayamayacağın kişiyle evlen.
People under 18 cannot marry.
- 18 yaşından küçükler evlenemez.
Shark fin soup is commonly served at Chinese weddings and banquets.
- Köpek balığı çorbası genellikle Çin'de evlenme törenlerinde ve ziyafetlerde servis edilir.
How are your wedding plans coming?
- Evlenme planlarınız nasıl geliyor?
I called you, on the one hand to invite you out to eat, and on the other to tell you my son is going to get married.
- Bir taraftan seni yemeğe davet etmek için, diğer taraftan sana oğlumun evleneceğini söylemek için seni aradım.
She decided to get married to Tom.
- Tom'la evlenmeye karar verdi.
How are your wedding plans coming?
- Evlenme planlarınız nasıl geliyor?
Shark fin soup is commonly served at Chinese weddings and banquets.
- Köpek balığı çorbası genellikle Çin'de evlenme törenlerinde ve ziyafetlerde servis edilir.
They married on Christmas Eve.
- Onlar Noel Yortusu'nda evlendiler.
Misako married a Canadian last June.
- Misako, geçen Haziran bir Kanadalıyla evlendi.