Kılıç çekenlerin hepsi kılıçla ölecek.
- All they that take the sword shall perish with the sword.
Onların hepsi lezzetliydi!
- All of it was delicious!
Şu ana kadar yaptığın bütün şey her şeye kusur bulmak, keşke daha yapıcı bir şey söyleyebilsen.
- All you ever do is nitpick. I wish you could say something more constructive.
Parlayan her şey altın değildir.
- All that glitters is not gold.
Ana ve çocuk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar.
- Motherhood and childhood are entitled to special care and assistance. All children, whether born in or out of wedlock, shall enjoy the same social protection.
Para bütün kötülüğün köküdür.
- Money is the root of all evil.
Bütün gün boyunca çiftlikte çalıştığı için, o tamamen yorgundu.
- Having worked on the farm all day long, he was completely tired out.
Tom tamamen bitkindi.
- Tom was all worn out.
Her biri için bir dizüstü bilgisayar yerine bütün konularım için üç halkalı klasör kullanırım.
- I use a three-ring binder for all my subjects instead of a notebook for each one.
Ben dünyadaki tüm kuşların efendisiyim ve sadece düdüğüme üflemek zorundayım ve her biri bana gelecektir.
- I am master of all the birds in the world, and have only to blow my whistle and every one will come to me.
O özbeöz Amerikalı bir adamla evlenmek istedi.
- She wanted to marry an all-American man.
Orada herhangi bir şey görebiliyor musun?
- Can you see anything at all there?
Bill her zaman dürüsttür.
- Bill is honest all the time.
Bahçedeki tüm çiçekler sarı.
- All the flowers in the garden are yellow.
Bebek tüm gece ağladı.
- The baby cried all night.
Futbol takımımız kasabadaki diğer takımların tümünü yendi.
- Our soccer team beat all the other teams in the town.
Üzgünüm, mantıların tümü bitti.
- I'm sorry, we're all out of manti.
Tom büsbütün o kadar kötü olamaz.
- Tom can't be all that bad.
Ben senin yaşındayken, Virgil ve diğerlerinin hepsini ezbere bilirdim.
- When I was your age, I knew Virgil and all the others by heart.
Tüm İngilizce sözcüklerin %80'i diğer dillerden gelmiştir.
- 80% of all English words come from other languages.