Definition of every-time in English Turkish dictionary
- whenever
- (bağlaç) ince, dığında, diğinde
- every time
- hep
Ne zaman bu romanı okusam bana hep çok ilginç gelir.
- Every time I read this novel, I find it very interesting.
- every time
- daima
- every time
- her defasında
- everytime
- her zaman
- every time
- her zaman
Bu her zaman işe yarar.
- This works every time.
Tom, Mary ile birlikte her çıkışında her zaman hesabı ödemek zorunda kalmaktan usandı.
- Tom became tired of always having to pay the bill every time he went out with Mary.
- every time
- her daim
- everytime
- zaman
Ona ne zaman baksam gülümser.
- Everytime I look at him, he smiles.
- whenever
- her ... -diğinde
- whenever
- herhangi bir zamanda
- whenever
- her ne zaman olursa
- whenever
- diğinde
- everytime
- ıf. zaman: prep.olduğu zaman
- whenever
- her ne ise
- whenever
- her ne zaman
Bu dükkâna her ne zaman gitsem, taze pişmiş taiyaki kekleri satıyorlar.
- Whenever I go to this store, they're selling freshly baked taiyaki cakes.
Tom her ne zaman ziyarete gelse bize hediyeler getirir.
- Tom brings us gifts whenever he visits.
- whenever
- ne zaman
Lütfen ne zaman istersen gel.
- Come whenever you want.
Her ne zaman yurtdışına gitsem saat farkı ve ishalden rahatsız olurum.
- Whenever I go abroad, I suffer from jet lag and diarrhea.
- everytime
- olduğu zaman
- whenever
- conj. ince
- whenever
- bir ara
- whenever
- bağ. ne zaman ... ise, her ... -diğinde: Whenever I see her I think of that day. Kendisini ne zaman görsem o günü düşünürüm
- whenever
- dığında
