Seni ebediyen seveceğim.
- I'll love you forever.
Seni ebediyen hatırlayacağım.
- I'll remember you forever.
Tavşanın çabalarından etkilenen Buddha onu aya kadar yükseltti ve onu sonsuza kadar bu şekilde bıraktı.
- Buddha, impressed by the rabbit's efforts, raised him unto the moon and set him in that form forever more.
Tom Mary'den onunla sonsuza kadar kalmasını istedi.
- Tom wanted Mary to stay with him forever.
Onu daima tanıyormuşum gibi hissediyorum.
- I feel like I've known her forever.
Onu daima tanıyorum gibi hissediyorum.
- I feel like I've known him forever.
Hep bugünün gelmesini bekledim.
- I've waited forever for this day to come.
Gerçek dostluklar sonsuza kadardır.
- True friendships are everlasting.
O zamandan beri, gözlerindeki sonsuz gecede amaçsızca dolaştım.
- Ever since, I've wandered aimlessly in the everlasting night of your eyes.
Bitmek bilmeyen yakınmalarından bıktım.
- I'm tired of your everlasting grumbles.
O sır sonsuza dek saklanamaz.
- That secret can't be kept forever.
Birçok gökbilimci evrenin sonsuza dek büyümeye devam edeceğini varsayıyor.
- Many astronomers assume that the universe continues to expand forever.