event(s) of which one is cognizant

listen to the pronunciation of event(s) of which one is cognizant
English - Turkish

Definition of event(s) of which one is cognizant in English Turkish dictionary

experience
{i} başa gelen olay
experience
{f} tecrübe etmek
experience
marifetli
experience
yaşantılamak
experience
bizzat yaşamak
experience
(Tıp) eksperiyans
experience
görüp geçirmek
experience
(Nükleer Bilimler) deneyim

O genç ama deneyimli. - He is young, but experienced.

Eğer yurt dışında ilk yaşama deneyiminse, Kanada gidilecek iyi bir yerdir. - Canada is a good place to go if it's your first experience living abroad.

experience
başa gelen şey
experience
{i} olay

Tom benzer bir olay yaşadı. - Tom had a similar experience.

Bu olay beni değiştirdi. - This experience has changed me.

experience
{i} deneyim, tecrübe
experience
serüven
experience
{f} uğramak
experience
deney

Eğer yurt dışında ilk yaşama deneyiminse, Kanada gidilecek iyi bir yerdir. - Canada is a good place to go if it's your first experience living abroad.

Benim kendi deneyimlerinden, hastalık çoğunlukla uykusuzluktan kaynaklanıyor. - From my own experience, illness often comes from sleeplessness.

experience
(isim) deneyim, pratik, tecrübe, başa gelen olay, hayat, yaşam, olay, din değiştirme [amer.]
experience
{f} karşılaşmak
experience
{i} yaşam

Eğer yurt dışında ilk yaşama deneyiminse, Kanada gidilecek iyi bir yerdir. - Canada is a good place to go if it's your first experience living abroad.

Onlar benim geçmiş yaşamım hakkında birçok soru sordular. - They asked a lot of questions about my past experience.

experience
görüp geçi
English - English
experience
event(s) of which one is cognizant
Favorites