Hava kötü olduğu halde geldi.
- He came even though the weather was bad.
O, yorgun olmasına rağmen çalışmaya devam etti.
- She kept working even though she was tired.
Arkadaşım bir vejetaryen olmasına rağmen, çorbada biraz et olduğunu ona söylemedim.
- Even though my friend was a vegetarian, I didn't tell him that the soup had some meat in it.
Onlara ihtiyacı olmasa bile kitapları ona iade edeceğim.
- I shall return the books to him even though he doesn't need them.
Tom gerçekten ilgilenmiş olsa bile Mary'nin geçmişiyle ilgilenmediğini söyledi.
- Tom said he didn't care about Mary's past even though he really did.
Tom gerçekten ilgilenmiş olsa bile Mary'nin geçmişiyle ilgilenmediğini söyledi.
- Tom said he didn't care about Mary's past even though he really did.
Biraz soğuk olsa bile yüzmeye gidelim.
- Even though it's a bit cold, let's go swimming.
Arkadaşım bir vejetaryen olmasına rağmen, çorbada biraz et olduğunu ona söylemedim.
- Even though my friend was a vegetarian, I didn't tell him that the soup had some meat in it.
Tom yüksek proteinli olmalarına rağmen solucanları yemek istemiyordu.
- Tom didn't want to eat the worms even though they were high in protein.
O diyette olsa da çikolatalı kek onu cezbetti.
- The chocolate cake tempted her even though she was dieting.
Bu, isteğe bağlı olsa da hala ev ödevini yapman gerekiyor.
- Even though it's optional, you should still do the homework.
She left him, even though she still loved him.
... even though a higher fraction of children die before they reproduce, the average number ...
... tsunami with the large scale, even though some researchers ...