Merhaba, siz Bay Ogawa mısınız?
- Hello, are you Mr Ogawa?
Siz burada bir öğretmen misiniz yoksa bir öğrenci misiniz?
- Are you a teacher or a student here?
Artık seni sevmiyorum.
- I no longer love you.
Sen olmasaydın, o hâlâ hayatta olacaktı.
- If it hadn't been for you, he would still be alive.
Bu kitabı sana vereceğim.
- I will give you this book.
Sana küçük bir şey getirdim.
- I brought you a little something.
Sizinle yaşamayı seviyorum.
- I love living with you.
Bu otobüs sizi müzeye götürecek.
- This bus will take you to the museum.
Artık seni sevmiyorum.
- I don't love you anymore.
Artık seni sevmiyorum.
- I no longer love you.
Ben size seve seve yardımcı olacaktım, sadece şimdi çok meşgulüm.
- I would gladly help you, only I am too busy now.
Size patatesleri haşlayacağım.
- I'll boil you the potatoes.
Hepiniz kendinizden utanmalısınız.
- You should all be ashamed of yourselves.
Siz ikiniz kendinizden utanmalısınız.
- You two should be ashamed of yourselves.
I will show you some pictures.
- Ich werde euch ein paar Bilder zeigen.
All you need to do is trust each other.
- Ihr müsst nichts tun, außer euch zu vertrauen.