Merhaba, siz Bay Ogawa mısınız?
- Hello, are you Mr Ogawa?
Siz insanları anlamıyorum.
- I do not understand you.
Artık seni sevmiyorum.
- I no longer love you.
Sen olmasaydın, o hâlâ hayatta olacaktı.
- If it hadn't been for you, he would still be alive.
Sana küçük bir şey getirdim.
- I brought you a little something.
Bu kravat sana çok iyi uyuyor.
- That tie suits you very well.
Sizinle yaşamayı seviyorum.
- I love living with you.
Bu otobüs sizi müzeye götürecek.
- This bus will take you to the museum.
Seni anlamak gerçekten çok zor.
- Understanding you is really very hard.
Artık seni sevmiyorum.
- I don't love you anymore.
Ben size yardımcı olmaktan mutlu olurum.
- I will be glad to help you.
Ben size seve seve yardımcı olacaktım, sadece şimdi çok meşgulüm.
- I would gladly help you, only I am too busy now.
Kendinizi kontrol etmeye çalışın.
- Try to control yourselves.
Kendinizle gurur duymalısınız.
- You should be proud of yourselves.
I'll miss you very much if you go.
- Ich werde euch sehr vermissen, wenn ihr geht.
All you need to do is trust each other.
- Ihr müsst nichts tun, außer euch zu vertrauen.