eti

listen to the pronunciation of eti
Turkish - English
Hittite
Hittite Hitit
budu yerinde plump
the flesh
sığır eti
beef

Would you like some more beef? - Biraz daha sığır eti ister misiniz?

A four-year-old American tourist was disappointed to realize that, in fact, the Sichuan province is not entirely made of spicy beef, in spite of its famously piquant cuisine. - Dört yaşındaki Amerikalı turist, aslında, Sichuan eyaletinin ünlü mayhoş mutfağına rağmen tamamen baharatlı sığır etinden yapılmamış olduğunu farkettiği için hayal kırıklığına uğradı.

et
{i} meat
et
{i} flesh
et
{i} beef
eti dilimleyip güneşte kurutmak
jerk
eti ne, budu ne
(Konuşma Dili) 1. After all he's just a child. 2. He's out of his depth
eti senin, kemiği benim
(Konuşma Dili) Be as rough as you want with him./Don't spare the rod! (said by a parent to a teacher or master workman)
eti'lere ait
Hittite
domuz eti
pork

Tom doesn't like pork. - Tom domuz eti sevmez.

Is eating pork a sin? - Domuz eti yemek günah mı?

dana eti
veal
et
{f} cost
domuz eti
(Gıda) pork meat
et
carve
et
dice
et
idler
hindi eti
fowl
hindi eti
turkey meat
tavuk eti
fowl
yenebilir (av eti vb)
clean
et
pulp
Her kuşun eti yenmez
(Atasözü) One man's meat is another one's poison
av eti
Game meat
balık eti
Buxom, sonsy (woman)
geniz eti
(Tıp, İlaç) Adenoid
göğüs eti
brisket
jambon yapmaya elverişli domuz eti
Venizelos pork ham
kurban eti
victims flesh
meyve eti
pulp
av eti
meat from game
av eti
venison
av eti tadı
gamy taste
balık eti
balıketinde
büyük sığır eti parçası
baron of beef
büyük sığır eti parçası
baron
derisinden eti sıyırmak
flesh
dil balığı eti
(tek parça) flitch
domuz kaburga eti
rib eye steak
en iyi sığır eti
prime beef
et
fleshy part of fruit, pulp, sarcocarp
et
meat; flesh; pulp
et
{i} salmagundi
geyik eti
venison
haşlanmış sığır eti
boiled beef
haşlanmış sığır eti ve lahana
boiled beef and cabbage
haşlanmış yabandomuzu eti
brawn
her kuşun eti yenmez
(Atasözü) Not every person will bend to your will
ince dilinmiş kuru sığır eti
chipped beef
insan eti yemek
colloq . to backbite, slander a person
kaplumbağanın yenilebilir eti
calipash
konserve sığır eti
(Gıda) bully beef
konserve sığır eti
corn beef
koyun eti
mutton

Save me some of that mutton. I'm starving for a bit of meat. - Bana o koyun etinden biraz ayır. Bir parça et için açlıktan ölüyorum.

koyun eti gibi
muttony
koyun eti tadında
muttony
kurban eti meat from
an animal that has been ritually sacrificed
kızartılmış dana eti
roast veal
sırt eti
saddle of mutton
sığır eti güveç
beef stew
sığır eti konservesi
bully beef
sığır eti konsome
beef consomme
tavuk eti
chicken
tütsülenmiş domuz eti
bacon
yarım kilo domuz eti rica ediyorum
I'd like a pound of pork chops
English - English
EPCOR Transmission Inc
ETI is a non-governmental organization in operational relations with UNESCO Its mission is to develop and produce scientific and educational computer-aided information systems, to improve the general access to and promote the broad use of taxonomic and biodiversity knowledge worldwide
Acronym used by the Labor Department in ERISA Interpretive Bulletin (IB) 94-1 for Economically Targeted Investment See Social Investing
ET
Eastern Time (synonyms: EST, Eastern Standard Time, EDT. Eastern Daylight Time)
ET
extraterrestrial
et
and
et
Simple past tense and past participle of eat

Something I et?.

et
latin. and so forth
Et
{i} basic chemical element
et
environmental test
et
Endotracheal Tube
et
Educational Technology
et
CPS's fuse link designed for use on a 38kV distribution system The ET fuse link exhibits the same time current characteristics as the T link
et
Student transferred from another grade within the same school
et
and, both
et
embedded training
et
Event table; describes all events appearing in a business model
et
Ethiopia (in Internet addresses). Conservatoire des Arts et Métiers La Vérendrye Pierre Gaultier de Varennes et de peine forte et dure Montesquieu Charles Louis de Secondat baron de La Brède et de
et
A noun suffix with a diminutive force; as in baronet, pocket, facet, floweret, latchet
et
Equivalent Training
et
Exchange termination (ISDN, SS#7)
et
an extraterrestrial being; alien
et
variant of ate or eaten
et
Exchange Termination is the ISDN Exchange where Layer 2 ( for example, LAPD ) information will be terminated
et
Fuse link designed for use on a 38kV distribution system The ET fuse link exhibits the same time current characteristics as the T link
et
a past tense of eat OF - coming from YO - used to call attention
et
Enemy Tank -
et
and - both
et
[Latin] and
et
EvapoTranspiration - This is a measure of the amount of moisture lost from the ground during the day The moisture is lost in two ways, by direct Evaporation from the ground, and byTranspiration from leaves
et
And, in Latin and French
et
The two-character ISO 3166 country code for ETHIOPIA
et
Estimated Time (3)
et
Employment Tribunal
et
endotrachial tube
et
Error Throwing
et
(Japan) Eagle Technologies
Turkish - Turkish
Anadolu'da kurulmuş eski bir uygarlık
Hitit
ETİ
(Osmanlı Dönemi) Bir kişinin bir yere su iletmek için yaptığı ark
ETİ
(Osmanlı Dönemi) Sel
geniz eti
(Tıp, İlaç) Geniz eti, burun ile boğaz arasına yerleşmiş bir dokudur. Görevi, burundan giren bakteri ve virüs cinsi mikropları yakalamak ve vücudun mikroplarla savaşmasına yardımcı maddeler olan antikorları üretmektir
Et
(Osmanlı Dönemi) KİDNE
Et
(Osmanlı Dönemi) KIŞM
Et
lahm
Et
(Osmanlı Dönemi) ARİN
Et
(Osmanlı Dönemi) KÜŞTAR
Et
(Osmanlı Dönemi) BADİ'
balık eti
Omurgalılardan, suda yaşayan hayvanların yumuşak ve açık renkli eti
dana eti
Sütten yeni kesilmiş dananın eti
diş eti
Diş köklerini kaplayan kalın kırmızımtırak et
diş eti ünsüzü
Dil ucunun diş etine dokunmasından oluşan ünsüz: j, ş
diş eti-damak ünsüzü
Dil ucunun, üst diş etleriyle ön damağa dokunmasından oluşan ünsüz: c, ç, z, s, n, j, ş
diş eti-dudak ünsüzü
Alt dudağın üst dişlere dokunmasıyla oluşan dudak ünsüzü: f, v
erol eti
çalışmalarında duvar süslemeciliğine önem vermiş 1936 doğumlu ressamımız
et
Ten
et
Kasaplık hayvanlardan sağlanan kaslardan oluşmuş besin maddesi: "Bu, kurumuş pastırma renginde bir et parçası idi."- H. Taner
et
İnsanlarda, hayvanlarda deri ile kemik arasındaki kas ve yağdan oluşan tabaka
et
Kasaplık hayvanlardan sağlanan kaslardan oluşmuş besin maddesi
et
Meyvelerde çekirdekle deri arasındaki bölüm
et
(Osmanlı Dönemi) lâhm
göğüs eti
Göğüs kısmında bulunan et
koyun eti
Kesilmiş koyunun parçalanıp satılan eti
kurban eti
Kesilen kurbanın parçaları
kuzu eti
Kesilmiş kuzunun parçalanıp satılan eti
sığır eti
Sığırdan elde edilen, besleyici bir kırmızı et türü
tavuk eti
Beyaz ve yumuşak olan tavuk eti
tavşan eti
Tavşanın yumuşak ve pembe eti
İCRA HEY'ETİ
(Osmanlı Dönemi) Mahkeme kararını tatbike memur olan heyet. İcra memurları heyeti
İCRA VEKİLLERİ HEY'ETİ
(Osmanlı Dönemi) Vekiller heyeti. Başvekilin riyaset ettiği bakanlardan meydana gelen hey'et
English - Turkish

Definition of eti in English Turkish dictionary

et
cik
et
(Anatomi) ve
eti
History
Favorites