The shoes match this white skirt.
- Ayakkabılar bu beyaz etekle uyuşuyor.
My aunt made a new skirt for me.
- Teyzem bana yeni bir etek yaptı
The church is at the foot of the hill.
- Kilise, tepenin eteklerinde.
The soldiers got to the foot of the hill before dawn.
- Askerler şafaktan önce tepenin eteklerine geldi.