The shoes match this white skirt.
- Ayakkabılar bu beyaz etekle uyuşuyor.
My aunt made a new skirt for me.
- Teyzem bana yeni bir etek yaptı
The church is at the foot of the hill.
- Kilise, tepenin eteklerinde.
The soldiers got to the foot of the hill before dawn.
- Askerler şafaktan önce tepenin eteklerine geldi.
One does not wear a red mini skirt to a funeral.
- Kimse cenazede kırmızı mini etek giymez.
I wonder why we play tennis in miniskirts.
- Neden mini etekler içinde tenis oynadığımızı merak ediyorum.
She likes miniskirts.
- O, mini etekleri seviyor.