Unless it's something fairly impressive, I won't remember it.
- Bir şey oldukça etkileyici değilse,onu hatırlamam.
The exhibition was very impressive.
- Sergi çok etkileyiciydi.
We want to make learning effective, interesting, and fascinating.
- Biz öğrenmeyi, etkili, ilginç ve etkileyici yapmak istiyoruz.
For me, history is a fascinating subject.
- Benim için, tarih çok etkileyici bir konu.
I find that fascinating.
- Onu etkileyici buluyorum.
It's an incredibly moving story.
- İnanılmaz etkileyici bir hikaye.
Tom has an extremely expressive singing voice.
- Tom'un son derece etkileyici bir sesi var.
She has an extremely expressive singing voice.
- Son derece etkileyici bir şarkı söyleme sesi var.
I think Tom is charismatic.
- Tom'un etkileyici olduğunu düşünüyorum.