O aslında nazik bir insandır.
- He is basically a nice man.
O aslında serbest piyasa sistemini destekledi.
- He basically supported the free market system.
Temelde ben dürüst bir insanım.
- Basically, I am a honest person.
O temelde onunla aynı görüşte olmayan birisini komünist olarak ilan eder.
- He basically declares anyone who doesn't agree with him a Communist.
Onların söylediği şey temel olarak budur.
- That's basically what they're saying.
Temel olarak gelme nedenim bu.
- That's basically why I came.