Turkish - English
Definition of esnemek in Turkish English dictionary
- gape
- yawn
Yawning in a meeting is not polite.
-Bir toplantıda esnemek kibar değil.
I couldn't keep myself from yawning.
-Kendimi esnemekten alamadım.
- yield
- bulge
- bend
- stretch
- spring
- to yawn, to gape; to stretch, to bend
- give
- to yawn; to gape
- (for something) to bend, give
- (Tıp) oscitate
- yawp
- esneme
- stretch
- esneme
- resilience
- esneme
- (Askeri) back lash
- esneme
- shimmy
- esneme
- (Jeoloji) extension
- esne
- {f} yawning
I couldn't help yawning.
-Kendimi esnemekten alamadım.
Tom couldn't stop yawning.
-Tom esnemesini durduramadı.
- esne
- {f} yawn
Tom couldn't stop yawning.
-Tom esnemesini durduramadı.
We yawn when we are short of oxygen.
-Oksijenimiz azaldığında esneriz.
- esneme
- yawn
I couldn't keep myself from yawning.
-Kendimi esnemekten alamadım.
Tom couldn't stop yawning.
-Tom esnemesini durduramadı.
- esneme
- flexion
- esneme
- yawning
Tom couldn't stop yawning.
-Tom esnemesini durduramadı.
Yawning in a meeting is not polite.
-Bir toplantıda esnemek kibar değil.
- esneme
- bending
- esneme
- yield
- esneme
- gape
- esneme
- stretch, stretching
- esneme
- flection
- esneme
- spring
- esneme
- flexion, shimmy
- esneme
- oscitation
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of esnemek in Turkish Turkish dictionary
- Bir cisim bir etki ile biçim değiştirmek
- Bir cisim bir etki ile biçim değiştirmek: "Kapılar esnemiş, eğrilmiş; topuzları kaybolmuş."- R. H. Karay
- Bollaşıp genişlemek
- Uzun uzun esnedim."- A. Haşim
- Uykulu, sıkıntılı veya yorgunluk duyulan bir anda ağzı genişçe açarak soluk alıp vermek: "Birden çenelerim gerildi
- Uykulu, sıkıntılı veya yorgunluk duyulan bir anda ağzı genişçe açarak soluk alıp vermek
- (Osmanlı Dönemi) TESAVÜB
- (Osmanlı Dönemi) SÜEBA'
- Esneme
- (Osmanlı Dönemi) TESAÜB
- esneme
- Esnemek işi: "Mahmur, esnemelerle dolu bir sesle, tanıdık adları sıraladı."- A. İlhan
- esneme
- Esnemek işi
Related Terms
esnemek
Hyphenation
es·ne·mekPronunciation
Resimler
History
Favorites