esnasında

listen to the pronunciation of esnasında
Turkish - English
during

You must not speak Japanese during the class. - Ders esnasında Japonca konuşmamalısın.

He kept a diary during the trip. - O, yolculuğu esnasında bir günlük tuttu.

in the course of
on
pending
during, while
while

Please do not talk to the driver while he's driving. - Lütfen sürüş esnasında sürücüyle konuşmayın.

in due course of
esna
instant
ameliyat esnasında
(Tıp) intraoperatively
kurulum esnasında
during the installation
ameliyat esnasında olan
(Tıp) intraoperative
doğum esnasında ölmek
die in in infancy
doğum esnasında ölmek
die in childbirth
esna
moment

Where was she at that moment? - O esnada o neredeydi?

esna
interval, course, time: o esnada then, at that time
esna
moment, instant sıra
esna
very short space of time; present moment
Turkish - Turkish
Sırasında, olduğu anda
iken
ESNA
(Osmanlı Dönemi) Daha parlak. En parlak
esna
Bir işin yapıldığı an, sıra
esna
Bir işin yapıldığıan, sıra
esna
Bir işin yapıldığı an, sıra: "Ben de o esnada onun söyleyemediği tarafları zihnimden tamamlıyordum."- R. N. Güntekin