esmer

listen to the pronunciation of esmer
Turkish - English
brunette

He met a pretty brunette at the evening party. - Akşam partisinde güzel bir esmerle tanıştı.

Do you prefer blondes or brunettes? - Sarışınları mı yoksa esmerleri mi tercih edersin.

ebony
swarthy

I can't understand how she can be so fair when her brother is swarthy. - Erkek kardeşi esmer olduğunda onun nasıl bu kadar sarışın olduğunu anlayamıyorum.

A stocky man with a swarthy complexion snatched Mary's handbag and disappeared into the crowd. - Esmer tenli tıknaz bir adam Mary'nin el çantasını kaptı ve kalabalığa doğru ortadan kayboldu.

darkskinned
dark-skinned
brown

She was very brown after her holiday. - O, tatilinden sonra çok esmerdi.

Tom eats a lot of brown rice. - Tom çok fazla esmer pirinç yer.

tan
dusky
blackie
blacky
darkskinned, swarthy; brunette
tawny
dark, swarthy
swart

A stocky man with a swarthy complexion snatched Mary's handbag and disappeared into the crowd. - Esmer tenli tıknaz bir adam Mary'nin el çantasını kaptı ve kalabalığa doğru ortadan kayboldu.

I can't understand how she can be so fair when her brother is swarthy. - Erkek kardeşi esmer olduğunda onun nasıl bu kadar sarışın olduğunu anlayamıyorum.

dark, brown
dun
dark colored
subfuse
brunet

He met a pretty brunette at the evening party. - Akşam partisinde güzel bir esmerle tanıştı.

She was a bubbly twenty-year-old brunette. - O yirmi yaşında şen şakrak bir esmerdi.

dark

Tom is dark and handsome. - Tom esmer ve yakışıklıdır.

Mary always dreamed of meeting a tall, dark, and handsome man. - Mary her zaman uzun boylu, esmer ve yakışıklı bir adama kavuşmanın hayalini kurdu.

esmer şeker
brown sugar
esmer kadın
brunette
esmer ekmek
(Gıda) brown bread
esmer kömür
brown coal
esmer pirinç
(Gıda) brown rice
esmer sokar
(Denizbilim) dusky spinefoot
esmer tenli
dark-skinned
esmer şeker
bastards
esmer (kişi/ten)
swarthy
esmer deniz algı
fucus
esmer kas
(Denizbilim) brown muscle
esmer kök
figwort
esmer olan
duskish
esmer olarak
duskily
esmer suyosunu
kelp
esmer yosun
sargasso
esmer şeker
demerara
esmer şeker
brown sugar, bastards
esmer şeker
muscovado
açık esmer
light brown
sevimli ve ufak tefek esmer güzeli
small and cute and beautiful brunette
daha esmer
duskier
koyu esmer
Hispanic
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) Siyaha, karaya çalan kumral renk
Kurşunî renk
Teni ve saçları karaya çalan, koyu buğday rengi olan (kimse), yağız
Teni ve saçları karaya çalan, koyu buğday rengi olan kimse, yağız: "Üzülüyor, ama üzüntüsü, kızının esmer güzeli olmasına..."- S. F. Abasıyanık
Siyaha çalan buğday rengi
Kurşuni renk: "Sazlı köyü ayaklandığı zaman gökyüzü daha esmerdi."- T. Buğra
kişmiri
yağız
kara
esmer amber
Amber balığının bağırsaklarından çıkarılan amber
esmer küf
Esmer küfler familyasının asalak hayata uyabilen örnek türü, özellikle arılarda öldürücü gelişmeler doğuran ilkel mantar (Mucor mucedo)
esmer küfler
Asalak yaşayışa uymuş türleri de bulunan yosunumsu mantarlar familyası
esmer su yosunları
Şeritleri bölmeli, renkleri esmer su yosunları
esmer şeker
Kristal şeker yapımı sırasında kristallerin santrifüjleme ile ayrılmasından sonra kalan şurubun kristallendirilmesi sonucu elde edilen, daha çok kraker ve bisküvilerde kullanılan, çok ince kristalli, koyu renkli, kokulu bir şeker
esmer
Favorites