I have enjoyed seeing you and talking about old times.
- Seni görmekten ve eski zamanlardan bahsetmekten zevk aldım.
Hearing this song after so long really brings back the old times.
- Bu kadar uzun bir zamandan sonra bu şarkıyı İşitmek gerçekten eski zamanları geri getiriyor.
Humans have looked to the skies to find their way since ancient times.
- İnsanlar eski zamanlardan beri kendi yolunu bulmak için göklere baktı.
In ancient times people believed that the earth was flat.
- Eski zamanlarda insanlar dünyanın düz olduğuna inanıyordu.